Haylaz,yaramaz ve başarı seviyesi düşük sınıflarda sınıf yönetimi;
Beterin beteri vardır!
Şimdilerde öğretmen arkadaşlarımın ah şu yediler,vah şu sekizler dediklerini
duyduğumda hep o sıkıntlı günlerim aklıma geliyor ve bunlar melek melek diyorum
içimden. Matematik öğrenmek için istekli 5 öğrenci,2 haftada bir okula gelen 5 kişi,
vakit geçsin düşüncesinde olan 10 kişi,müdür ile dahi kavga eden yaşı ilerlemiş
5 kişi, hiçbirşeye karışmayan 8 kişi den oluşan bir sınıftı. Öğretmene lakap takan
yerli yersiz öğretmen duyacak kadar sesle bu lakapları dile getiren,laf atan,karşı gelen türler dahil.
ve bu sınıfa matematik öğretmeye çalışan mesleğinin ikinci yılındaki öğretmen.
Eğersiz de böyle bir sınıfta öğretmenlik yapmak zorunda iseniz kesinlikle doğru yazıyı
okumaktasınız.İlk atandığım okulda hiç te öğretim yöntem tekniklerini kullanmaya,denemeye ,farklı sınıf
yönetim yöntemlerini araştırmaya gerek duymamıştım halbuki. Çok sıkıştığımda gözlerimi büyütsem.azıcık öğrencinin
sırtını sıvazlasam! yetiyordu. Ancak bu sınıfta çok ihtiyacım vardı sihirli değneklere. İnternette biraz
araştırma yaptığımda gerçekten hayal ürünü teorik bilgilerden başka işe yarar bana uyan bir yöntem bulamamıştım.
Çok ta keskin geçişler yapmadan uyguladığım ve tamamen fiyasko ile sonuçlanan yöntemler;
***Not ile tehdit etme,artı eksi verme. Çokcukların not derdi yoktu.hiç de umurlarında olmadı.Sadece zaten sorun
yaşamadığım bazı öğrenciler dikkate aldı bu yöntemi.
***Sırtını sıvazlama!. Kesinlikle işi dahada zora sokan,sorunun boyutlarını arttıran bir yöntemdi.Bazı öğrencilerimin
bu durum sonunda hocam az da şuraya dediği bile oluyordu. Kaşımak çözüm değildi. Öğretmeni, iyi öğrencilere korkunç gösteren
,kötü öğrencilerin ise oyuncağı haline gelmekten başka işe yaramadı.
***Disiplin cezaları.Öğrenciler bir dönem sonra cezalarını yarıştırmaya başladı.Senin ki daha fazla.benim ki bu kadar diye.
çoğu disiplin cezası öğrencinin işine bile yarıyordu.öğretmen ile öğrencinin arasını aşırı derecede soğutan cepe almasına sebep olan
yanları da vardı.
Yani konunun özeti klasik, şımaranlara bir verecem,ismini müdüre götüreceğim,asacam kesecem,disipline göndereceğim tutumları
çözüm değil di.
Ders esnasında gelen nöbetçi öğrencinin, hocam ayşegülün annesi gelmiş aşağıda, onu çağırıyor sözleri ile çıkan ayşegülün cesareti,
kaybetikleri yalan dan çok ta ötedeydi.Annesi felan gelmemişti!
Öğrenciler üzerinde etki edebilmenin ve sınıf yönetimini istenilen yönde sağlamanın şartları ise zanlımca şu şekilde...
öncelikle öğretmenin kendi özeliklerinin farkına vararak kendini ön plana çıkarması gerekli,en iyi yapabildikleri öğrenci tarafından
bilinmelidir.öğrenci öğretmeninin (bazen:diğer öğretmenlerden daha) özel olduğu kanaatine varmalıdır.öğretmenin kendini övmesi yerlere
göklere çıkarmasından değil,olan özelliklerini duyurmasından bahsediyorum. bakın şu yöntemi ben buldum.başka yerde, kitaplarda
bulamazsınız diyebileceğiniz ders anlatım bilgileriniz olamalı. şu ülkeleri veya şehirleri gezdim çok ilginç şu durumları farkettim
diyebilecek dökümanlara sahip olmalı. Şu nu şöyle varsaydım ve bakın dediğim gibi de oldu durumları varsa öğrenci ile paylaşılmalı.
farklı bilgilere sahip olmalı,şaşırtacak cevapları olan sorular her an kullanıma hazır olmalı.ders işlenişine göre kullanabileceği,
örneğin kaç dakikamız kaldı sorusu yerine "dakika ve skor alalım " tarzında kalıp cümlelere sahip olmalı. Alan bilgisi bakımından
tahta önünde tereddüte kapılmayacak kadar bilgili olmalıdır. Ve bölgenin özelliklerini bilmeli onlar hakkında yer yer bilgi veren yer yer
soru soran konumunda sohbetler başlatmalıdır.
temel amaç öğrenciyi öğretmene yaranır hale getirmektir. bunun için öğretmen öğrencilerin biresel özelliklerini tesbit etmeli hoşlandığı ve
ilgisine çeken etkenleri bilmelidir. otomobillerden mi hoşlanıyor,icat yapmaktan mı hoşlanıyor,sohbet etmekten mi hoşlanıyor,
hayvanlardan mı,bitkilerden mi vb. etkenler belirlenmelidir.öğrencinin ders dinlememesinin,kitap defter getirmemesinin,sebebi o
derste kendine ait bişeyler bulamamasından kaynaklanmaktadır. eğer derste; dersin konusu ile alakası olmasada o tür öğrencilerin
kendi ilgi alanlarına ait etkinlikler yapmasına izin verilmelidir.Bir araba resmi çizmesine yardımcı olunabilir,icat yapması için
düşünmesi istenebilir,fikir verilebilir vaatlerde bulunulabilir.vb çalışmaların sonuçları tenefüslerde,boş ders esnasında oluşabilecek
boşluklarda sorgulanmalı,kısa sohbetler edilmelidir.Ve en önemliside bunları samimi bir şekilde yapmaktan, bak ben senin öğretmeninim sen de
benim öğrencimsin bağını kurmaktan geçer. Bazen öğrenci öyle öğretmenlerle muhattap olur öyle çelişkili davranışlarla karşılaşır ki
(branş öğretmenlerinin farklı tepkileri) artık işişten geçmiştir. Duyarsız öğretmenlerin biriktirdikleri geçiştirilmişlik ve elini taşın altına koymayan,
kılını kıpırdatmadan öğrencilerin kendi kendilerine yetişmelerini bekleme hakkını kendinde bulan öğretmenlerin oluşturduğu sahipsizlik hissini yıkmak çok
ta kolay olmayacaktır.
YUKARIDAKİ YAZIDAN 4YIL SONRA;
Şimdilerde şehir merkezine yakın ama adıyla sanıyla duyanların hiçte iyi şeyler söylemediği, köy desen köydeki saygı yok, şehir desen şehirdeki amaç yok.
Biçare öğrencilerle dolu, sınıflar kısmen kalabalık (30-36 kişi). İletişim sıkıntısı, sınıf yönetimi sıkıntısı yaşıyorum. İdarenin faydalı olsun diye gönderdiği
rehber öğretmenlerinin bile 40 dk sonunda bu nebiçim sınıf diyerek kendilerini dışarı zor attıkları bir 5. sınıf (33 kişi).
Sorunun adı öğrencilerin ders çalışmasından, şiddet eylimli olmasından da daha önce sınıf kültürünü almamış olmaları. Ne zaman konuşacaklarını, ne zaman susacaklarını
bilmemeleri, öğretmen kızdığında öğretmenin yüzüne bakarak gülmenin yanlış olduğunu öğrenmemiş olmaları. Onun yanında verilen öğrenci tanıma formlarını ben bunu doldurmam,
ben bunu eve götürmem diye retdetmeleri, sınıfta ders işlenmemesi adına sürekli gereksiz sorular soran bir sınıf olmaları. derslerin en az 15 dakikasında dikkat toplama egzersizleri
yapılmasına rağmen, rehber öğretmenlerin çabalarına rağmen, birçok ilgi çeken boyama ve etkinliklerle ders işlenmesi, toplantılar v.b. hiçbir sonuç alınmamasının ardından ve de
öğrencilerin hiçbir eğitime ve öğretime olumlu cevap vermesinden dolayı sınıflarda bölünmeye gidildi. Sınıfların mevcutları 20-22 kişi arasın da olacak şekilde bölündü.
YUKARIDAKİ YAZIMDAN 1.5 YIL SONRA
şİkayet ettiğim sınıfın bölünmesinin ardından yaşadığımız sıkıntılar %85 oranında azaldı. Ancak hala amaçsızlık devam ediyordu. Çözülen durumlar sınıfı kontrol altına alma.
Şimdilerde 6. sınıfın ortalarına yaklaşan bu sınıf öğrencileri ile normal bir sınıf durumuna geldiler. ders anlatırken dinleyen öğretmeni önemseyen bir sınıf.Yaşanan sıkıntıların
öğrencilerin küçük yaşta olmalarından kaynklandığı çok açık. İlk defa 6 yaşında 5. sınıfa başlayan gtuptu bu sınıf. Bu sınıf 6. sınıfta kendine geldi. Ama derslerine girmesem de bu senki
5. sınıflarda da benzer sorunlar olduğunu arkadaşlarımdan duyuyorum. 5.sınıfların erken yaşta orta okulula başlamaları.
Sonuç olarak bir şeyler yapmak gerekli. İdare ve rehberlik servisinin ve öğretmenlerin koordineli, çalışmaları ile, planlı çalışmalar yapılmalı. Özenle seçöilmiş
filmler izletilerek, kısa filmler izletilerek, olağan sınıflarda ki düzen izletilerek olabilir. Çok sıkıntılı öğrencilerden sağlam sınıflara bir veya iki öğrenciyi kaydırarak, veli işbirliği
ile bu dilden anlayan sıkıntılı öğrencileri sorunları çözülebilir. Görmezden gelerek ve nemmelazımcı davranıldığında ve bir an önce harekete geçilmediğinde sorunların
akıl almaz derecelere ulaştığını gördüm. ve bu yazıyı okuduğunuza göre siz de gördünüz.
Uzak durmamız gerekenler; fiziki ve ya sözlü şiddet, bireysel(tek öğretmen) müdehale,tehdit,günü kurtarma düşüncesi,görmezden gelme,
Yapılabilecekler; ekip çalışması ile; film ile terapi,yer değişikliği,sınıf değişikliği,veli ile durum değerlendirmesi,idari yaptırımlar, ders dışı etkinlikler, görevlendirme,amaç aşılama,
Gönül isterdiki eğitim sistemimiz kendi kendine bu sorunları çözsün. Yani teorik olarak okumak istemeyen için bir yol olsun. Ve bu yol mesleklere,hobilere,
açılsın. Öğretmenler okumak istemeyen amaçsız öğrencilerle uğraşmasın Süzülmüş öğrencilerle muhattap olsun.Yada okullar dersten arındırılmış bölümler barındırsın.
eğitimin uygulanabileceği gerçek ortamlar ve materyaler olsun. Bazı öğrencilerin okul dışında daha çok şey öğrenecekleri dikkate alınsın. Bazılarının
ıslahı için birimler olsun. ve bir ton gevezelik :) keşke herkesin dile getrgiği bu sorunların çözümünü yapan olsun!!!
Toplum olarak hata yapana ceza olarak şiddetin olmadığı bir düzene uyum sağlamaya çalışıyoruz. Bu sürecin
zorlukları, geride kaldığında herşeyin güzel olacağı düşüncesini taşıyorum içimde.
Metin BAŞARAN
Matematik Öğretmeni